Hadise ile Murat Boz Röportajı


O Ses Türkiye'nin iki jüri üyesi Murat Boz ve Hadise, Elle dergisine röportaj verdi!








En yeni modeller!
Aslında tek tek de gayet eğlenceli ve etkileyiciler. Murat Boz konuşunca istediği herkesi ikna edebilecek gibi duruyor; hatta bunun için sadece bakışları bile yetiyor. Hadise, bir mekana girdiğinde varlığı ve o neşeli gülüşüyle güneş gibi doğanlardan. Ancak ikisi bir araya gelince tüm bunlar ikiye, beşe katlanıyor. Elle dergisi ekibi, sabahtan akşama kadar devam eden özel çekimde buna bizzat şahit oldu.
8 Aralık günü sabah 08.30'da çekimin yapılacağı stüdyoda buluşuyoruz. Saç ve makyaj için Hadise'nin de o saatte geleceğini söyleseler de ben pek ihtimal vermiyorum; ancak daha çayımı bitirmeden kapıdan giriyor. Üzerinde bir skinny jean, seksi topuklular, sade bir bluz, saçları toplu... Sanki saatler önce uyanmış. "Pilatesten geliyorum" diyor. Enerjisinin sebebi belli oldu. Makyajsız çok daha güzel olduğuna karar veriyorum. Hep birlikte kahvaltıya geçiyoruz.
Ve saat 10.30 civarında Murat Boz da geliyor. Geç kaldığı için değil, kendisini bu saatte çağırdığımız için. Bir araya geldiklerinde neler olacağını çok merak ediyorum. Acaba sadece ekranda mı birlikte bu kadar eğleniyorlar?
MURAT'TA BiRAZ KENDİMİ GÖRÜYORUM

Hiç de değil. Aynı odada olmaları yeterli, 40 yıllık arkadaş gibiler. Fotoğraf çekimine başladığımızda buna iyice ikna oluyoruz. ılk üç karenin ardından yemek molası verdiğimizde hem yemek yiyor, hem konuşuyor, sık sık kahkaha molası veriyoruz. "Yarışmadan önce birbirinizi ne kadar tanıyordunuz?" diye sorduğumda Murat, "Ben Hadise'yi tanımıyordum ama görüyordum, çok beğeniyordum" diyor gülerek.
Hadise o meşhur kahkahasını patlatıyor ve ekliyor: "Yarışmaya kadar hiç yüz yüze gelmedik. ılk toplantıda tanıştık. Ben o gün Murat'la enerjimizin bu kadar tutacağını tahmin edememiştim. Aslında Murat'ta biraz kendimi görüyorum. Sahneden inince egosu sıfır, mütevazı bir insan. Sahnede star gibi, tam olması gerektiği gibi. Sahnede egosu var, benim de öyle. Sahnede hepimiz sanki bir başka insan oluyoruz."
Yarışmada soyunma odaları yan yanaymış. Hadise "Aramızdaki bağ daha o noktada başladı" diyor. Nasıl oldu bu? "Ben Adele'i dinliyordum, o da duymuş kendi odasından eşlik ediyor, sesi biraz daha açmam için sesleniyor."
Murat Boz giriyor söze: "Benim ilk başta birtakım endişelerim vardı. Programın içeriği ve konseptiyle ilgili... Daha önceki örnekleri düşündüm... Acun'a 'Ben ne yapacağım?' diye sorduğumda bana 'Ne yaparsan yap, kendin gibi ol' dedi. Hadise de o yarışmada kendi gibi. Burada gördüğünüz Hadise'yle benim orada gördüğüm kişi aynı. Birlikte çok eğleniyoruz. Ekranda başka biri olmaya çalışmıyoruz."
Sohbette çok ilginç bir ayrıntı daha öğreniyorum: Aralarındaki bu güzel enerji sayesinde "hayran alışverişi"nde de bulunmuşlar. Murat Boz'un hayranları Hadise'yi daha çok sevmeye başlamış, Hadise'nin hayran kitlesi de Murat Boz'u çok sevdiğini ilan etmiş.
TUVALETTE BİLE MÜZİK DİNLİYORUM

Peki kendilerini "unutup" başkasındaki yeteneği görme mevzusuyla ilgili ne hissediyorlar? Karşılarına bir yetenek çıktığında bunu mutlaka görebilecekleri konusunda kendilerine ne kadar güveniyorlar?
Hadise "Ben o koltuğa oturduğumda sahnedeki Hadise'yi unutuyorum, başka bir insan olup karşımdaki insana da başka bir gözle bakıyorum. 'Ay o kızın sesi benden güzel' diye bir duygu yaşamıyorum. Öyle bir ses duyduğumda mest oluyorum. Zaten yarışmadaki amacımız en iyisini bulup kazanmak" diye anlatıyor.
Murat Boz, Hadise'yi teyit ediyor. Jüri koltuğunda otururken bir başkasındaki yeteneği kıskanmak akıllarına gelmiyormuş.
Peki onlardaki yeteneği bundan yıllar önce ilk kim fark etti? Hadise gülümseyip "Annem" diyor. "Annem ben daha beş yaşındayken bir gün sahnede olacağımı, müzik yapacağımı söylerdi. Çünkü sürekli şarkı söylüyordum" itirafında bulunuyor. Hadise hayal kırıklığı yaşamamak adına bu hayallerini başkalarıyla paylaşmak için epey beklemiş.
Peki Murat Boz için bu kişi kim? "Benim de annem" diyor. Oysa babası futbolcu olmasını istiyormuş: "Ama bende bu müzik aşkı varken başka bir işle ilgilenmem mümkün değildi. Müzik olmadan yaşayamam. Her yerde müzik dinliyorum. Evde her yerde, tuvalette bile rahat duramıyor, hep müzik dinliyorum. Yapacak bir şey yok."
YETENEKLİ OLMAK ASLA YETMEZ

Türkiye'de yetenekli olmak yetiyor mu? Murat Boz hiç tereddüt etmeden "Asla" diyor. "Dünyada da yetmez" diye açıklıyor. Hadise "aynen" anlamında başını sallıyor ve "Yeteneksiz de olmuyor ama çok çalışmanız ve nereden geldiğinizi unutmamanız gerekiyor" diye düşüncelerini özetliyor.
Doğru ekiple birlikte olmanın önemine de vurgu yapıyorlar tabii: "Doğru basın danışmanı, doğru menajer, doğru insanlarla çalışmanız her şeyinizi çok etkiler."
Bu ekipte bir yanlış varsa, bunu görmenin de önemli olduğunu vurguluyorlar. Geçmişte her ikisi de bu anlamda kötü tecrübeler yaşamış. Hadise "Hepimiz insanız. Tamamen hislerle hareket ederek yolumuzdan şaşabiliyoruz. Ben de öyle bir dönem yaşadım. Ama demek böyle olması gerekiyormuş" diyor.
Hayallerine ne kadar yaklaştıklarını sorduğumda, Murat "Ben galiba müzikte hiçbir zaman oldum diyemeyeceğim" diyor. Tek gayesi, o anda her neyle ilgileniyorsa en iyisini yapmaya çalışmak. Fotoğraf çekimi, albüm, program veya konser; tek isteği en iyi sonucu almak. O yüzden de kendisine kısa hedefler koymayı tercih ediyor.
Peki geleceği bilmek isterler miydi? Murat Boz "Ben istemezdim" diyor. Hadise'nin galiba merak ettikleri var, "Ben bazen bazı şeyleri merak ediyorum" diyor. Ancak o da geleceği göremeyeceği için fazla plan yapmadan hedeflerine odaklanmayı seçiyormuş.
Tam bu noktada bir işaret geliyor: Fotoğraf çekimine devam etmeliyiz. Hep birlikte sete dönüyoruz. Müziğin sesi açılıyor. Hadise ve Murat Boz karşımızda dans ediyor. Murat Boz havalarda uçuyor. Hadise gülmekten kırılıyor. Ve kamera tüm o anları yakalıyor.
HADİSE'YE TALİP OLANLARIN DİKKATİNE

Sohbetin sonunda bu kadar kısa sürede ne kadar iyi arkadaş olduklarını konuşuyoruz. Hatta ben Murat Boz'a "Hadise'yi istemeye niyetlenen, onu sizden isteyecek" diye takıldığımda Murat hemen ciddileşip "Doğrudur" diyor dünyanın en doğal şeyiymiş gibi. Bu Hadise'nin çok hoşuna gidiyor. Çok gülüyor. Galiba buna bir itirazı yok. Bu arada ikisinin de tek şikayetleri, bu yoğun tempoda hâlâ yemeğe çıkamamış olmaları.
HERKES BİZİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL

Başkalarının fikri, söyledikleri onları ne kadar etkiliyor? Hadise "Beni hiç etkilemiyor. Başkası derken, o ismin değerine bakmak lazım. O kadar çok kişi konuşuyor ki... Hem Murat'ın, hem benim hakkımda neler söylendi neler. ınsanlar konuşmayı seviyor" diyor. Murat Boz, "Kaldı ki, herkes bizi sevmek zorunda değil" diye ekliyor. Hadise "Ama saygı başka bir şey" diye onu tamamlıyor.
Her ikisi de her türlü fikir, görüş ve eleştiriye açık olduklarını, her sanatçının böyle olması gerektiğini vurguluyor. Mesela Murat Boz, hakkında kötü veya olumsuz yazanlara kızmıyor, bir yerde karşılaştığında onlarla sohbet bile ediyormuş: "Benim için kötü şey yazana, ben de kötü davranacak değilim. Ne yapabilirim ki, o insana saldırayım mı? Belki de ben o insana kendimi iyi tanıtamamışımdır diye düşünüyorum."

Son Yazılar

Bu Blogda Ara